Ads Top

Gelmis Geçmis En Iyi 10 FPS Oyunları


Çoğu bilgisayar oyuncusunun en çok oynadığı tür olan FPS oyunlarının geçmişi aslında ‘80’lere kadar uzanıyor.  O dönemlerde Atari’ler için geliştirlen bu tür, şimdiki kadar olmasa da o dönemlere damgasını vuruyordu, ki o zamanlardaki FPS oyunlarıyla şimdikiler arasında dağlar kadar fark vardı.
FPS türünün günümüzdeki haline gelmesi ‘90’ları buluyordu. Yeni haliyle FPS oyuncu kitlesi arasında o kadar popüler olmuştu ki, o yıllarda sayısız oyun geliştirilmişti. Oyunlarda bir sürü vahşet, gelecek-vari ekipmanlar ve vurulacak bir sürü düşman bulunuyordu. O dönem oyuncularının stres atıp tamamen eğlenebileceği bir türdü FPS. Günümüzde de aynı popülerliğini sürdürmeye devam eden FPS oyunları, hala en çok sevilen türler arasında yer alırken, gelişmeye de sürekli devam ediyor.
10 – Wolfenstein 3D
Günümüzdeki FPS türünün atası olarak tanımlanan oyun, Castle Wolfenstein’dan ilham alınarak geliştirilmişti. Amerikan casusu olan William Blatkowicz’in Nazi hapishanesi Castle Wolfenstein’a SS subayları tarafından hapsedilmesinden sonra, oradan kaçması ve Nazi rejimini yok etmek için önüne gelen tüm düşman askerlerini öldürmesi oyunun ana konusu. Oyunda toplam 6 bölüm bulunuyor ve her bölümde de 9 harita. Haritaları ve bölümleri geçmek için önünüze çıkan tüm düşmanları öldürmeniz gerekiyor. Her bölümün sonunda da birbirinden güçlü boss’lar bulunuyor, ki bunlardan biri de Adolf Hitler’di.
wolfenstein_3d
1992’de id Software tarafından geliştirilen Wolfenstein 3D, sonraki senelerde çıkacak olan bütün FPS oyunlarına ilham kaynağı olmuş ve oyuncuların arvişinde çok uzun süre yer almıştır. Yenilikçi bir grafik motoruyla karşımıza çıkan oyun 3 boyutlu değil, 2.5 boyutlu bir dünyayla bize sunulmuştu, ki bu bile oyunun milyonlarca satış yapmasına neden olmuştu.
9 – Quake 3 Arena
Önceki oyunlarından tamamen farklı bir yapım olan Quake 3, FPS türüne ve multiplayer oyun arenasına yeni bir soluk getirmişti. Singeplayer yerine daha çok multiplayer’e odaklanan yapımda, tam anlamıyla 3 boyutlu grafikler bulunuyordu. Silahlar, karakterler, mekanlar ve efektler id Software tarafından geliştirilen if Tech 3 grafik motoruyla 3 boyutlu hale getirilmişti.
Gotik ve teknolojik mimarinin karışımıyla geliştirilmiş olan yapımda Doom serisinden tanıdığımız birçok silahla düşmanlarımızı moleküllerine ayırabiliyoruz. Şimdiki FPS oyunlarında bazı hareketlere öncülük yapan Quake 3’de strafe jumping ve rocket-jumping dediğimiz özellikler bulunuyordu. Zaten Arena’da zafere giden yolda bu tür hareketleri en zekice yapan oyuncu, herkese karşı üstünlük sağlıyordu.
quake_3_arena
Bazen cehennem kadar kasvetli bir havası olan yer altı haritalarında, bazen de hiçbir sınırı bulunmayan uzayın derinliklerindeki istasyonlarda rakiplerimizle kıyasıya mücadeleye girdiğimiz oyunda en hızlı olan en avantajlı oluyordu. Elimize Railgun gibi bir silahı aldığımızda genelde düşmanı indirmek için tek bir şansımız oluyordu fakat BFG-90’la (halk arasında atom silahı) hızlı hareketlerle düşmanın vücudunu paramparça edebiliyorduk.
quake_3_arena_2
Eleştirmenler tarafından FPS dünyasının en iyi oyunlarından biri olarak kabul gören Quake 3, bağımlılık yaratabilecek kadar etkileyici bir oyun. Hatta öyle ki yakın zaman içerisinde eSpor turnuvalarında hala kendine yer bulabiliyordu.
8 – Medal of Honor: Allied Assault
2. Dünya Savaşı’nı o dönemde en iyi anlatan yapımlardan biri olan MoH: AA, Quake 3 Arena’nın oyun motorunu kullanıyordu. Tabii daha gelişmiş ve daha gerçekçi bir hale getirerek. Steven Spielberg’in efsane filmi “Er Ryan’ı Kurtarmak” (1998) gibi yapımlardan bir sürü savaş sahnesini birebir yaşadığımız oyunda yetenekli bir Amerikan askeri olan Teğmen Mike Powell’ı canlandırarak, Avrupa’da milyonlarca insanın ölümüne neden olan savaşı düşman cephesine sürmeye çalışıyoruz. Etkileyici müzikleri ve savaşın yıkıcı gücünü gösteren muhteşem atmosferiyle Allied Assault, Medal of Honor serisinin en başarılı oyunuydu.
moh_aa
Dönemin silahlarının ve savaş araçlarının birebir oyunda bulunması, bitmek bilmeyen Nazi hücumları, her haritanın kendi koşuluna uygun zorluğunun bulunması ve tabii ki Tiger Tankları oyunun en akılda kalıcı yönleriydi. Mini harita üzerinde bize verilen yerlere gidip, görevleri tamamlamak oyunun ana hikayesini ve tek kişilik modunu oluşturuyordu.
Multiplayer’da da oldukça keyif veren oyunda, Allied veya Axis kuvvetleri arasında seçim yapmamız isteniyor daha sonra da silah paketimizi seçip savaşa dahil ediliyorduk. Birbirinden zevkli dört farklı mod barındıran multiplayer uzun yıllar boyunca bir neslin bilgisayar başından kalkmamasına da vesile olmuştu.
7 – BioShock
Mevcut FPS oyunlarından çok daha farklı bir hikaye sunan BioShock’un ana konusu iş adamı Andrew Ryan’ın devletin denetimi altında olmayan ütopik bir topluluk kurmasıydı. Rapture ismini verdiği ve bu topluluk için inşa edilen şehirdeki bilimsel araştırmalar da bir hayli ilerlemişti. Okyanus yüzeyindeADAM ismindeki bir plazmidin keşfiyle, insanlar DNA’larını güçlendirerek telekinezi ve pirokinezi gibi yeteneklere sahip oluyordu.
bioshock
Atlas Okyanusu’nda yolculuk etmekte olduğu uçağı kaza geçiren Jack isimli bir karakteri yönettiğimiz oyunda, Rapture şehrinde birçok maceraya atılıyoruz. Önümüze çıkan düşmanları öldürdükten sonra çeşitli silahları ve plazmidleri toplayıp daha da güçlü hale gelebiliyoruz. Oyunun konusu çok farklı bir yerde geçtiği için, oyuncuda sürekli bir merak uyandırıyordu. Görevler, silahlar ve karakterler oldukça çeşitli, ayrıca hikaye olarak da daha önce hiç karşılaşmadığımız bir yapıyla karşımıza çıkan BioShock oyuncuları gerçek anlamda kendine bağlıyordu.
Oyun motoru olarak geliştirilmiş Unreal Engine 2.5 motorunun kullanıldığı yapımda grafikler, animasyonlar ve özel efektler muazzamdı. Ses sanatı ise grafiklerden çok daha iyiydi, şehrin havasını çok iyi bir şekilde yansıtan müzikler, karakterlere can veren ses sanatçıları oyunu çok daha ileriye götürüyordu.
bioshock_2
Tam anlamıyla ödüle boğulan BioShock için devam niteliğinde iki farklı oyun da piyasaya sürülmüştü. Birçok otorite tarafından 2007’nin en iyi oyunu ödülünü de alan oyunun günümüze kadar 5 milyon kopya sattığı düşünülüyor.
6 – Battlefield 2-3-4
2002 yılında ilk çıkışını Battlefield 1942 ile yapan ve multiplayer arenada Kursk muharebesinde Tiger Tank’larla T-34’leri havaya uçurmama olanak sağlayan bir oyunun tabii ki devamı gelecekti
2. Dünya Savaşı’ndan sonra sıra gelmişti günümüz muharebelerine. Jetler, helikopterler, modern teçhizatlar ve daha birçoğu bu oyunda yer alıyordu. Devasa haritalarda oynanan savaşlara 64 oyuncukatılabiliyordu. Daha çok takım oyununun ön planda olduğu oyunda, yalnız kurt olarak takılanların sonları hiç iyi bitmiyordu. Takımlar kendi aralarında mangalara bölünüyor ve her mangaya atanmış ayrı bir görev bulunuyordu. Mangalardan biri savaş uçakları ve helikopterlerle ileri düşman hattını rahatsız ederken diğer bir manga piyade olarak bölgeleri ele geçirebiliyordu. Bu mangalara görevleri de cephede yer almayıp savaşmayan, takımın genel taktiğini ve stratejisini belirleyen komutanlar veriyordu.
battlefield_2_2
Oyunda bir çok çeşitte araç bulunmasının yanı sıra farklı türde sınıflar ve teçhizatlar da bulunuyordu.Destek sınıfı daha çok ordunun cephanesini yenilerken, Mühendis sınıfı takımdaki araçları tamir etmeye ve düşman araçlarını yok etmeye odaklıydı. Her sınıfın arasında denge vardı bu yüzden oyunda sadece iyi oynayan ve organize olan takımlar kazanıyordu.
Ayrıca oyunun sürekliliğin artması için bir rütbe sistemi de bulunuyordu. Oyunda elde ettiğiniz toplam puana göre seviye atlayabiliyor ve yeni silahları açabiliyordunuz. En son rütbeye ulaşmak için haftalar hatta aylar gerekebiliyordu. Bunun dışında savaş meydanında gösterdiğiniz başarılar için belli nişanlarve rozetleri de koleksiyonunuza ekleyebiliyordunuz.
battlefield_2
Multiplayer savaş arenasında tam anlamıyla bir devrim gerçekleştiren Battlefield 2, mükemmel grafik ve ses sanatlarıyla oyuncuları yıllarca kendine bağlamıştı. Birçok kaliteli ek paketi de bünyesinde barındıran Battlefield 2, basın tarafından yılın multiplayer oyunu ödülü almasının yanı sıra satışa çıktığı ilk ayda 1 milyondan fazla kopyayı da satabilmişti.
5 – Halo: Combat Evolved
Askeri bilim kurgu türünün en iyi örneklerinden biri olan Halo serisi, şu ana kadar çıkmış en başarılı oyun serilerinden biri olarak tanımlanıyor. 2001’de serinin çıkış yapan ilk oyunu Halo: Combat Evolved’da, 26. Yüzyılda Master Chief isimli sibernetik teknolojilerle güçlendirilmiş bir süperaskeri canlandırıyoruz. Ana görevimiz ise oldukça basit; çeşitli uzaylıları etkisiz hale getirerek Halo isimli halka şekilli yapay bir dünyanın sırlarını açığa çıkarmak.
halo_2
Oyun önceki FPS oyunlarına çok benzer bir şekilde oynanıyor. Klavye tuşlarıyla hareket ederken, fare kontrolleriyle de silah etkileşimini sağlayabiliyoruz. Ayrıca çevrede bulunan jeep ve tank gibi araçların da kontrolünü ele geçirerek düşman hattında daha hızlı bir ilerleme kaydedebiliyoruz. Oyun gelecekte geçtiği için bilim-kurgu filmlerinden aşina olduğumuz silahları kullanıyoruz genelde. Genelde de her silahın kendine özgür bir kullanım amacı olduğundan, tüm silahlar farklı haritalarda işe yarar oluyor.
Karşımıza çıkan düşman birliklerinin yapay zeka tasarımları ise o döneme göre çok başarılıydı. Uzaylı düşmanlar ağır ateş altında siper alabiliyor ve sizi bastırmak için yaylım ateşi açıp üzerinize el bombaları fırlatabiliyordu. Çok kayıp verdiklerinde de geri çekilip sinsice saldırmaya çalışıyorlardı ki bu o zamanın oyunlarından olmayan bir özellikti.
halo
Ayrıca oyunun senaryosunu tamamlamak için bir arkadaşınızla ekranı bölerek co-op olarak oynayabiliyordunuz. Bunun dışında multiplayer arenası da oldukça keyif verici olan Halo: Combat Evolved’da birbirinden farklı beş tane multiplayer mod da bulunuyordu.
2002’de çıkış yaptıktan beş ay sonra 1 milyondan fazla satarak satış rekorı kıran Halo günümüzün en başarılı yapımları arasında yer almakta.
4 – Call of Duty: Modern Warfare 2
2. Dünya Savaşı’nı konu edinen oyunlarda gösterdiği başarıyı 2007’de çıkardığı modern savaşı konu edinen Modern Warfare ile katlayan Call of Duty serisi şu an dünyadaki en popüler bilgisayar oyunu serilerinden biri haline geldi. Adeta Modern Warfare ile oyun dünyasına yeni bir soluk getiren Activison, Modern Warfare 2’yle birlikte bunu zirveye çıkarmıştı.
İlk oyunun devamı niteliğinde olan Modern Warfare 2’de hikaye çok daha kaliteliciddi ve bir o kadar daduygusal ögeler barındırıyordu. Hikayenin gidişatı o kadar derindi ki oyunu oynayanlar kendilerini oynadıkları karakterlerle özdeşleştiriyordu. Rus – Amerikan savaşının en iyi şekilde işlendiği oyundaki savaş atmosferi, bir savaşın neler getirebileciğini ve neler götürebileceğini çok iyi bir şekilde anlatıyordu. Bunun dışında ana ve yan karakterlerin ayrıntılı bir şekilde işlenmesi, geçmişleri ve yaşadıkları onca felaketi çatışma sırasında yansıtmaları oyunun en büyük artılarındandı.
cod_mw2_2
Modern Savaşı olabildiğince ayrıntılı işleyen oyunda silahlar, teçhizatlar ve diğer askeri donanımlar bilim-kurgudan uzak tamamen gerçeğe yönelik bir şekilde karşımıza çıkıyordu. Kendimizi bazen bir tankın arkasında siper alırken, bazen de AC-130 taarruz uçağının silah sisteminin başında bulabiliyorduk.
Oyunun senaryodaki başarısı aynı şekilde multiplayer’da da devam ediyordu. Önceki oyundan çok daha fazla silah ve teçhizat imkanı sunan Modern Warfare 2’deki online savaşların tadı apayrıydı. Birçok oyuncu Call of Duty ve Battlefield’i birbirleriyle karşılaştırsa da her iki oyunda farklı bir kitleye hitap ediyor. Battlefield takım oyununu ön plana çıkarırken, Call of Duty serisi ve doğal olarak Modern Warfare 2 bireysel yetenekleri ve hızlı çatışmayı ön plana çıkarır. Çok uzun süre oynandığında bağımlılık yapan Modern Warfare’nin multiplayer seçeneğinde çok fazla mod bulunuyordu ve bu da oyunu öne çıkaran unsurlardan biriydi. İsterseniz düşman vurmak isteyin, isterseniz de bayrak ele geçirin, oyunda hepsi bulunuyor.
cod_mw2
IW 4.0 oyun motorunu kullanan oyun çoğu bilgisayarda çok rahat bir şekilde çalışabiliyor. Gerçekçi ve ayrıntılı bir görüntü sunan oyunda atmosfer ve çevre unsurları da göz kamaştırıyor. Oyunun müzikleri ise birçok Hollywood filmlinin müziklerini de besteleyen Hans Zimmer’a ve Lorne Balfe’e emanetti. Bir oyun için bestelenebilecek en müzikleri yaptıklarını rahatlıkça söyleyebilirim.
En iyi FPS ve en iyi multiplayer oyunu ödüllerinin yanı sıra birçok ödülün de sahibi olan Call of Duty: Modern Warfare 2, çoğu eleştirmen tarafından en iyi Call of Duty oyunu olarak kabul ediliyor.
3 – Counter Strike
’90 neslinin tüm harçlığını internet kafelerde harcadığı, eve geç saatlere kadar gelmediği ve ailelerinden çok azar işittiği bir dönem vardı. İşte hepsinin sorumlusu Counter –Strike idi. Multiplayer arenada gerçek rekabeti daha iyi bir şekilde yansıtacak bir oyun yoktur sanırım. İlk olarak Half-Life’ın bir modu olarak karşımıza çıkan oyun daha sonrasında ise ayrı bir oyun olarak satılmaya başlandı. FPS oynayan her oyuncu mutlaka bu oyunu oynayıp “de_dust2”de M4A1’le düşman kovalamıştır.
Terrorists ve Counter Terrorists olarak ikiye ayrılan takımlarda, oyuncular karşı taraftaki tüm düşman unsurları öldürmeye çalışarak zafere ulaşmaya çalışır. Hem takım oyununun hem de bireysel yeteneğin ön plana çıktığı oyunda ses kasma dediğimiz ve oyunu oynayan neslin bünyelerinde yeni bir duyu oluşturmasını sağlayan yeni bir yetenek gelişmişti. Düşmanın ayak seslerini duyabilmek için ekipman şirketleri sırf bu oyun için özel kulaklıklar dahi satışa çıkarmıştı.
cs_2
Grafiksel olarak günümüzde birçok oyuncunun yüzüne bile bakmayacağı oyunda, o zamanda devrim niteliğinde bir kalite olmasa da herkesin beğendiği bir görsellik bulunuyordu. Kaplamalar ve silah modelleri çok gerçekçiydi. Tamamen dünya piyasasında bulunan silahların eklendiği oyunda, el bombaları ve çelik yelek gibi birçok sayıda teçhizat da bulunuyordu.
Dünya’da elektronik sporlarda neredeyse 10 yıllık bir hakimiyet kuran oyun için onlarca ödüllü turnuva düzenlendi, ligler yapıldı. Günümüz eSpor’un bu noktaya gelmesinde en büyük pay sahibi olan Counter Strike için yüzlerce animasyon ve montaj da bulunuyor.
cs
Milyonlarca satış yapan oyun,  en popüler ve en zevkli FPS oyunları arasında hala yerini koruyor.
2 – Doom
Bilim-kurgu ve korku türünde en iyi yapıtlardan biri olan Doom, Wolfenstein 3D gibi günümüz FPS türünün atası olarak kabul edilir. İnsanları bilgisayar başından kaldırmamak üzere geliştirildiğini düşündüğüm oyunda 27 farklı harita bulunuyor. Çıktığı dönemde tüm dünyada ses getiren oyunun ana konusu kızıl gezegen Mars’ta bulunan insan kolonilerini avlayan yaratıkları yok etmeye çalışmak.
İsimsiz bir uzay askerini kontrol ettiğimiz oyunda cehennemden çıkan iblisleri yok ederek, Mars’taki insan ırkının devamlılığını sağlamaya çalışıyoruz. Bir yandan düşmanlarımızı tekrar ceheneme yollarken, bir yandan bulmacaları çözüp bir sonraki haritaya geçmeye çalışıyorduk. Eh, bunları yaparken de radyoaktif asit, kızgın lav gibi çevre bileşenlerinden kaçınmamız isteniyordu. Oyunda ilerledikçe silah,cephane ve çatışma alanında işe yarayacak bir sürü eşya toplayabiliyorduk. Öldüğünüzde de oynadığınız haritanın en başından başlamanız gerekiyordu, ki bu artık günümüz oyunlarında olmayan bir şey.
doom
Oyunda diğer id Software yapımlarından da tanıdığımız bir sürü silah görüyoruz. Silah çeşidi çok olduğu için düşmanlarımızın çeşidi ve sayısı da bir hayli fazla. Her düşmanın kendine has bir zorluğu bulunuyor.
Wolfenstein 3D’den daha başarılı bir grafik sunan oyunda, göreceli olarak daha gerçekçi bir 3 boyutlandırma sistemi kullanılıyordu. Misal Wolfenstein 3D’de tüm odalar aynı boydayken, Doom’da bu farklılık gösterebiliyordu. Ayrıca bu yeni grafik motoruyla haritaya göre atmosfer daha da karanlık hale getirilip, oyuncu biraz daha tedirgin edilebiliyordu.
doom_3
Şu an neredeyse tüm oyun platformlarında bulunan Doom, basın ve oyun eleştirmenleri tarafından oyun tarihindeki en önemli yapımlardan biri olarak kabul edilmekte. Hatta ben bu satırları yazarken bir yandan oyunun Windows sürümünü aramaktayım.
1 – Half Life
Eğer ki FPS oyunlarını dönemlerine göre ayıracak olsaydık şu şekilde olacaktır; Half Life’tan önce ve Half Life’tan sonra. 1998 yılında Valve‘ın geliştirdiği ve Sierra’nın dağıtımını üstlendiği Half Life’ın önceki FPS oyunlarından en büyük farkı düşmanları öldürüp bir noktadan başka bir noktaya koşup ilerlemek değil, belirli mekanlarda belirli görevleri yaparak, sadece düşman öldürmeye odaklı olmayan bir sisteme dayalı olmasıydı.
New Mexico’da bir çöl arazisinde bulunan Black Mesa Araştırma Tesisi’nde çalışan Dr. Gordon Freeman’ı canlandırdığımız oyunun ana konusunu bilgisayarda oyun oynayan herkes bilir, desem yanlış olmaz sanırım. Ters giden bir laboratuvar deneyinden sonra Xen isimli bir boyuttan yabancı yaratıklar tesisi işgal etmeye başlamıştır. İnsan avına çıkan yaratıkların karşısında ise sadece Gordon Freeman durabilmektedir. Bu felaketi tüm dünyaya duyurmak için yüzeye varmak için çaba sarf eden Freeman’ın karşısına bu sefer de olayı örtbas etmek isteyen Amerikan ordusu çıkmıştır. Hikaye bu şekilde, Gordon Freeman’ın tek kişilik bir orduya dönüşmesi şeklinde devam etmektedir.
half_life
Hem bilim kurguyu ve hem de gerilim / korku unsurlarını en iyi şekilde yansıtan oyunda çeşitli silahlar ve düşmanlar yer alıyor. Kullandığımız silahların bazıları günümüz silahlarına benzer olmakla birlikte bazıları deney amaçlı üretilen silahlar olarak karşımıza çıkıyor. Düşmanlar ise insanlar ve uzaylılarolarak ikiye ayrılmakta. Genel olarak oyundaki düşmanları öldürmek çok zor değil fakat sayıca üstün oldukları durumda çok çaba sarf etmemiz gerekiyordu. Ayrıca karanlık bir ortamda birden önümüze fırlayan Headcrab’ler  kısa süreli kalp krizine yol açabiliyor.
Valve’in ilk ürünü olan Half Life, id Software’den satın alınan Quake motoruyla geliştirilmişti. Motorun üzerinde sadece yeni geliştirmeler yapan ekip, motora Direct3D desteğini de eklemişti. Böylece oyundaki fizik kuralları daha da gerçeğe yakın olmuştu.
half_life_2
Günümüze kadar milyonlarca satan Half Life, ayrıca 50 tane Yılın Oyunu ödülünü de kazanmıştı. Oyun dünyası için bir klasik olarak tanımlanan Half Life, en iyi bilgisayar oyunu olarak kabul görmesinin yanı sıra 2008’de en çok satan FPS oyunu olarak da Guinness Rekorlar Kitabı’na  girmişti.





Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.